İngiltere’de Her Yıl 300 Bin Kişi Sağlık Sorunları Nedeniyle İşsiz Kalıyor
Oldham’da Toplu Mezarda 300’den Fazla Ceset Bulundu: Çoğu Bebek ve Çocuk
Birleşik Krallık’ta, Oldham şehrinde şok edici bir keşif yapıldı. Royton Mezarlığı‘nda yer alan toplu mezarda 300’den fazla ceset bulundu. Bu mezardaki cesetlerin büyük bir kısmının ölü doğmuş bebekler ve kısa süre içinde hayatını kaybeden çocuklar olduğu belirtildi. Bu keşif, bir kadının ölü doğan iki kardeşini araması sırasında yapıldı.
Bu 3×3,5 metrelik toplu mezar, 1962 yılında iki kardeşini kaybeden bir kadın tarafından bulundu. Kadının kardeşlerinden biri doğduktan kısa bir süre sonra, diğeri ise doğar doğmaz hayatını kaybetmişti. Keşfi açıklayan Maggie Hurley ve Jade Hughes, mezarın 146 ölü doğmuş bebek ve 128 bebek ve küçük çocuk içerdiğini belirtti.
1980’lerin ortalarına kadar, ölü doğmuş bebekler çoğunlukla ailelerinin bilgisi olmadan gömülüyordu. Bu dönemde ailelere, bebeklerinin bedenlerine ne olduğu konusunda bilgi verilmezdi.
Ailelerin Yaşadığı Büyük Haksızlık
Meclis üyeleri, bebeklerini gömme hakkından mahrum bırakılan ailelerin büyük bir haksızlıkla karşı karşıya kaldığını ifade etti. “Bu, sorgulanamaz bir insan hakkıdır” diyen yetkililer, bu durumu herkesin ortak adalet ve empati duygusunu harekete geçirmesi gereken bir mesele olarak tanımladı.
Keşfi yapan kadının, bu durumu öğrendiğinde gözyaşlarına boğulduğunu ve derin bir adaletsizlik duygusu yaşadığını belirttiler. Ayrıca, bu travmatik keşfin ardından kadının duygusal ve pratik yardıma ihtiyacı olduğunu dile getirdiler.
Royton Mezarlığı’ndaki Diğer Toplu Mezarlar
Meclis üyeleri, Royton Mezarlığı’nda benzer büyüklükte üç toplu mezarın daha bulunduğunu açıkladı. Şu ana kadar bulunan 303 cesetten yalnızca 147’sinin kimliği bilinirken, 156 kişinin kimliği hâlâ kayıp. Yetkililer, bu konuda çalışmalara devam ettiklerini ve tüm mevcut kayıtları kontrol ederek online veri tabanını güncellemek için çalıştıklarını belirtti.
Ölü Doğan Bebeklerin Gömüldüğü Ortak Mezarlar
Ölü doğum ve yenidoğan ölümleri üzerine çalışan yardım kuruluşu Sands, 1980’lerin ortalarına kadar, ölü doğmuş bebeklerin cenaze işlemlerinin ailelere danışılmadan yapıldığını ve bu bebeklerin genellikle diğer bebeklerle birlikte ortak mezarlara gömüldüğünü belirtti. “O dönemde, ebeveynlere bebeklerinin vücutlarına ne olduğu söylenmezdi” diyen kuruluş, bu uygulamanın zamanla değiştiğini ekledi.
Unutulmaya Teşvik Edilen Aileler
Mezarlık ve Krematoryum Yönetimi Enstitüsü, 2015 yılında yayınladığı bir raporda, birçok ölü doğmuş bebeğin vaftiz edilmediği için kutsanmamış alanlara gömüldüğünü ve ailelerin unutmaya teşvik edildiğini açıkladı. Bu dönemde, hem profesyoneller hem de toplumun genelinde, “her şeyin normalmiş gibi devam etmesi” gerektiğine dair bir inanç vardı.
Sands, birçok ailenin, ölen bebeklerinin mezar veya yakılma kayıtlarını bulmakta zorluk çektiğini de belirtti.
Gina Jacobs’un Hikayesi
Keşfi yapan kadın, Gina Jacobs adında bir annenin hikayesinden ilham aldı. Jacobs, 1969’da ölü doğan oğlunu Wirral‘daki bir mezarlıkta bulunan toplu mezarda bulmuştu. Bu keşiften sonra Jacobs, bebekler ve kayıp kardeşler için adalet sağlamak amacıyla çalışmalara başladı ve toplu mezarlıklar konusunu kamuoyunun gündemine taşıdı.