İngiltere’ye 200 Milyon Sterlin Değerinde Uyuşturucu Sokmaya Çalışan Dört Kişi Tutuklandı
NASA, İki Astronotun Uzay İstasyonunda Mahsur Kalabileceğini Açıkladı
Haziran ayında Dünya’dan ayrılan iki astronot, Boeing Starliner kapsülünde yaşanan teknik sorunlar nedeniyle Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) planlanandan daha uzun süre kalabilir. NASA yetkilileri, Starliner’ın Dünya’ya dönüşü için güvenli olmadığını belirlerse, astronotlar Butch Wilmore ve Suni Williams’ın Şubat 2025’te SpaceX’in Crew Dragon kapsülüyle geri dönmelerinin planlandığını açıkladı.
NASA ve Boeing, astronotları geri getirme konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Bu nedenle, SpaceX ile yapılan görüşmelerde, Crew Dragon’un fırlatılışında iki koltuğun boş bırakılması planlanıyor. Crew Dragon fırlatılışı başlangıçta ağustos ortası için planlanmışken, NASA şimdi görevin 24 Eylül’den sonra gerçekleştirileceğini belirtti.
Starliner Kapsülündeki Teknik Sorunlar
Astronotların ISS’deki görevleri, başlangıçta sekiz gün sürmesi planlanıyordu, ancak Starliner’ın itme sistemindeki sorunlar, uzay aracının güvenli bir şekilde Dünya’ya dönme kabiliyetini sorgulattı. Boeing, Starliner’ın mürettebatsız bir dönüş için yapılandırılabileceğini söyledi. Şirket, mühendislerin iticilerdeki arıza ve helyum sızıntısı gibi sorunları tespit ettiğini belirtti.
NASA ve Boeing Arasında Gerginlik
NASA’nın Ticari Mürettebat Programı yetkilileri, Boeing’in test verilerini kabul etme konusunda farklı görüşler bildirdi. NASA’nın uzay operasyonları şefi Ken Bowersox, bazı yetkililerin endişelerini dile getirdiğini ve kararın net olmadığını belirtti. Boeing yetkilileri, son basın toplantısında, görevin yalnızca sekiz gün süreceği konusunda “vurgulu” oldukları için pişman olduklarını ifade etti.
Uzay Uzmanlarının Görüşleri
Uzay uzmanları, deneysel uzay uçuşlarında sorunların olağandışı olmadığını belirtti. Uzay Çalışmaları Enstitüsü’nden Jerry Stone, mürettebatlı test uçuşlarının amaçlarından birinin planlanmamış sorunlarla başa çıkmak olduğunu söyledi. Ancak Boeing, son yıllarda yaşadığı teknik ve halkla ilişkiler krizleri nedeniyle büyük risk altında.